Lockheed Martin ve BAE Systems, savunma teknolojisinde büyüme sağlamak amacıyla insansız otonom hava sistemleri için stratejik bir ortaklık kurdu; bu sırada Lockheed Martin eş zamanlı olarak menkul kıymet dolandırıcılığı iddialarıyla ilgili önemli bir hissedar toplu davasıyla karşı karşıya.
Savunma Devleri Otonom Hava Sistemleri Alanında İttifak Kuruyor
Küresel savunma sanayisinin önde gelen iki oyuncusu Lockheed Martin (LMT) ve BAE Systems (BAESY), insansız otonom hava sistemlerinin geliştirilmesini ilerletmeyi amaçlayan stratejik bir ortaklık duyurdu. Londra'daki DSEI küresel savunma konferansında açıklanan bu işbirliği, Lockheed Martin'in Skunk Works ile BAE Systems'in FalconWorks araştırma bölümlerinin uzmanlığını birleştiriyor.
Bu girişim, çeşitli görev türlerinde hızlı dağıtım yapabilen modüler uçaklar oluşturmak üzere tasarlanmıştır ve başlangıçta elektronik harp ve saldırı platformlarına odaklanmaktadır. Bu sistemlerin mevcut mürettebatlı savaş uçaklarının hayatta kalma kabiliyetini artırması ve hava, kara, deniz araçları ve geniş gövdeli nakliye uçakları dahil olmak üzere çeşitli platformlardan fırlatma esnekliği sunması öngörülmektedir. Ortaklık, küresel ordular arasında savaş kapasitesini optimize etmek ve maliyet yönetimini sağlamak için hem mürettebatlı hem de insansız varlıkları içeren hibrit filoları entegre etme yönündeki artan trendle uyumludur.
Lockheed Martin Hissedar Toplu Davasıyla Karşı Karşıya
Stratejik ortaklık duyurusuyla eş zamanlı olarak, Lockheed Martin menkul kıymet dolandırıcılığı iddiasıyla önemli bir hissedar toplu davası olan Khan v. ... Corporation (25-cv-06197) ile mücadele ediyor. Dava, şirketin ve yöneticilerinin risk ayarlı sözleşmelerdeki riskleri yanlış beyan ettiğini ve maliyet, kalite ve zaman çizelgesiyle ilgili taahhütlerini yerine getirme kapasitesini abarttığını iddia ediyor. Bu iddialar özellikle Lockheed Martin'in Havacılık ve Füzeler ve Atış Kontrol segmentlerindeki iç kontrollerdeki algılanan önemli zayıflıkları vurgulamaktadır.
Dava, bu sorunların 2024-2025 döneminde Lockheed Martin'in hisse senedi fiyatında %25'ten fazla düşüşe katkıda bulunduğunu belirtiyor. Özellikle, Ekim 2024'te sınıflandırılmış bir programda yaşanan 80 milyon dolarlık bir kayıp, hisse senedinde %6,12'lik bir düşüşle sonuçlandı. 2025'in 2. çeyreğindeki daha fazla finansal açıklama, 1.6 milyar dolarlık vergi öncesi kayıp içeriyordu; bunun 950 milyon doları Havacılık segmentinden ve 570 milyon doları Kanada Deniz Helikopter Programı'ndan (CMHP) kaynaklandı. Şirket ayrıca bir önceki yıla göre keskin bir düşüşle 150 milyon dolarlık negatif serbest nakit akışı bildirdi.
Özellikle Lockheed Martin'in gelirinin yaklaşık %30'unu oluşturan F-35 programı etrafındaki itibar zedelenmesi de bir endişe kaynağı olmuştur. Kusurlu fiyatlandırma iddiaları üzerine ABD Savunma Bakanlığı ile yapılan bir anlaşma, incelemeyi daha da artırdı.
Piyasa Tepkisi ve Daha Geniş Etkiler
Ortak duyurunun yapıldığı gün, Lockheed Martin (LMT) hisselerinin piyasa öncesi işlemlerde %1,03 düşüşle 459,11 dolardan işlem gördüğü gözlemlendi. Bu ani düşüş, Lockheed Martin'i çevreleyen devam eden yasal ve finansal belirsizliklerin, gelişmekte olan otonom hava sistemleri pazarındaki stratejik ortaklığının olumlu etkilerini anlık olarak gölgede bırakmış olabileceğini düşündürmektedir.
Stratejik bir perspektiften bakıldığında, BAE Systems ile işbirliği, her iki şirketin de hızla genişleyen savunma teknolojisi segmentinde pazar payı elde etmek için proaktif bir adımını temsil etmektedir. 72,2 milyar dolarlık güçlü piyasa değeri ve son on iki ayda %11,6'lık gelir büyümesi ile BAE Systems, ittifaka önemli bir finansal güç katmaktadır. Askeri harcama önceliklerindeki değişim, F-35 gibi pahalı mürettebatlı platformlardan insansız sistemlere (dronlar ve gelişmiş füzeler gibi) doğru kayması, bu ortaklığın uzun vadeli potansiyelini vurgulamaktadır.
Lockheed Martin Skunk Works başkan yardımcısı ve genel müdürü OJ Sanchez, "Hızlı prototipleme ve ileri geliştirme konusundaki uzmanlığımızı birleştirerek oyunun kurallarını değiştiren yetenekler sunmak için BAE Systems ile güçlerimizi birleştirmekten memnunuz" dedi.
BAE Systems'in FalconWorks bölümünün genel müdürü Dave Holmes, işbirliğinin "askeri müşterilerimize gerçek bir fark yaratabilecek yıkıcı yetenekleri hızlı bir şekilde sunmayı" amaçladığını ekledi.
Ancak, Lockheed Martin'in iç zorlukları, yeni girişimleri tam olarak kullanma kapasitesini gölgede bırakmaktadır. Şirketin 2025'in 2. çeyreğindeki işletme kar marjı, on yılı aşkın süredir en düşük seviyesi olan %3,1 seviyesinde olup, sistemik zayıflıkları göstermektedir. ABD Hava Kuvvetleri'nin Yeni Nesil Hava Üstünlüğü (NGAD) sözleşmesini alamaması sonucu 1,6 milyar dolarlık kayıp ve 4,6 milyar dolarlık IRS vergi anlaşmazlığı, finansal olumsuzlukları daha da artırmaktadır. Analistler, "Hukuki ve operasyonel zorluklar, yeni nesil platformlar için Ar-Ge fonlarını tehdit ediyor ve yatırımcıları çözülmemiş anlaşmazlıklar karşısında riskten korunmaya veya maruziyeti azaltmaya zorluyor" şeklinde belirtmişlerdir. Bu, otonom sistemler gibi kritik alanlarda ileri araştırma ve geliştirme için gereken fonlar üzerinde potansiyel kısıtlamalar olduğunu düşündürmektedir.
İleriye Bakış
Yatırımcılar, baş davacının seçimi için son tarih 26 Eylül 2025 olarak belirlenen Lockheed Martin'e karşı açılan hissedar toplu davasındaki gelişmeleri yakından takip edecekler. Bu davanın sonucu, şirket için önemli finansal ve itibar açısından etkileri olabilir. Aynı zamanda, BAE Systems ile insansız otonom hava sistemleri pazarındaki ortaklığın başarısı, Lockheed Martin'in iç zorluklarını aşarken gelişmiş, maliyet etkin savunma teknolojilerine yönelik artan küresel talebi etkili bir şekilde kullanma yeteneğine bağlı olacaktır. Daha geniş savunma sektörünün, askeri harcamalarda kalıcı bir trendi işaret ederek insansız platformlara ve yazılım destekli ürünlere doğru kaymaya devam etmesi bekleniyor.