Sabit getirili piyasa, ABD 30 yıllık Hazine tahvilinin kritik %5 eşiğine yaklaşmasıyla küresel devlet tahvili getirilerinin artmasıyla önemli bir oynaklık yaşıyor. Bu türbülans, kalıcı enflasyon endişeleri, artan devlet ihracı ve son ABD işgücü verilerinin ardından merkez bankası para politikasının yeniden değerlendirilmesiyle tetikleniyor ve bu da Federal Rezerv'in faiz indirimleri beklentilerini artırdı.

Küresel sabit getirili piyasa, uzun vadeli devlet tahvili getirilerinde önemli bir artışla karakterize edilen yüksek oynaklık dönemine girdi. ABD 30 yıllık Hazine tahvili getirisi, Temmuz ayından bu yana ilk kez %5'e yükselmeden önce hafifçe gerileyerek %4,98'e düştü. Bu hareket, kalıcı enflasyon ve artan devlet borcu arzı üzerindeki yatırımcı endişelerini yansıtan daha geniş piyasa tedirginliğinin bir göstergesidir. Uluslararası alanda, uzun vadeli tahviller üzerindeki baskı somuttur; Birleşik Krallık devlet tahvili getirileri %5,698 ile 1998'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşırken, Japonya'nın 30 yıllık tahvil getirisi de %3,29 ile rekor seviyeye çıktı. Avustralya'nın 10 yıllık getirisi de Temmuz 2024'ten bu yana zirve yaparak küresel riskin eşzamanlı bir yeniden kalibrasyonunu vurgulamaktadır. Uzun vadeli borçlardaki bu yaygın satış, küresel ekonomilerde riskin yeniden fiyatlandırıldığını gösteriyor ve hem yatırımcıların hem de politika yapıcıların dikkatini çekmeyi gerektiriyor.

Piyasa Tepkisinin Analizi

Piyasada mevcut tahvil dinamiklerine çeşitli iç içe geçmiş faktörler katkıda bulunmaktadır. Enflasyonist baskılar önemli bir etken olmaya devam etmektedir ve birçok ekonomide enflasyon merkez bankası hedeflerinin üzerinde seyretmektedir. Bu durum, uzun vadeli tahvillerin gerçek getirisini aşındırarak onları daha az cazip hale getirmektedir. Bununla birlikte,